Makyajın Tarihçesi

"Women have two weapons: Cosmetics and tears." 
                                                                                                    Coco Chanel

Yani ne diyor Coco ablamız? Biz kadınların en önemli iki silahı kozmetik ürünler ve (sahte?:) ) gözyaşlarımızmış. Katılanlar? ☝ Gerçi ben bir de "heels" (topuklularımızı) eklerdim, ancak şu an konumuz bu olmadığından üzülerek herhangi bir ekleme yapamıyorum.

Biz kadınlar, makyaj yaptığımız zaman kendimizi çok daha iyi hissediyoruz,bu su götürmez bir gerçek. Kimimiz her daim full artı full makyajlıyızdır, kimimiz doğallıktan yanadır ve no make up make up  (makyaj yok makyajı) uygular. Kimi tüm sezon makyaj trendlerini takip eder, kimi de kendine en çok yakışan tonların dışına çıkmayı sevmez. Sonuç olarak hepimizin  birkaç parçadan veya tonlarca parçadan oluşan kendimize ait bir makyaj çantası vardır  ki burası benim uzmanlık alanıma giriyor :) Bana makyaj çantanı göster, sana kim olduğunu söyleyeyim tarzı bir insan olduğumdan iki dakikada kişilik analizi bile çıkartabilirim hiç mütevazi olamayacağım. 😄

İşin esprisi bir yana dursun, hiç merak ettiniz mi aynanın karşısında rimelinizi sürerken, yahu bunu ilk kimler yapmış, kimler sürmüş? Yahut o çok sevdiğiniz rujunuzu ruj fırçasıyla uygularken, acaba bu şekil uygulama ilk kiminle gündeme gelmiş de trend olmuş, özelliği neymiş vs?

Benim gibi meraklı bir insansanız, eminim hayatınızın bir gününde de olsa düşünmüşsünüzdür.
İsterseniz konuya birlikte göz atalım, buyurun...

Makyajın tarihçesi çok çok eski zamanlara dayanıyor, 6000 yıl öncesinden bahsettiğimi söylesem şaşırır mıydınız? Mısır'da M.Ö. 4000 yılında kozmetik ürünlerin kullanımına dair ilk kanıtlara rastlanmakta. Genellikle yeşil ve siyah renklerle gözlerini belirginleştiriyorlarmış. Ancak bunu sadece güzel görünmek için değil, ilginç bir şekilde sinek böcek ve hatta kötü ruhlardan korunmak için de yapıyorlarmış.

Cleopatra - Sadece süt banyosu gelmemeli demek ki akla, kadın kaç bin yıl önce bildiğiniz makyaj yapıyormuş o yoklukta. Burada aklıma gelen şey, Cleopatra günümüzde yaşıyor olsaydı nasıl bir makyaj ikonu olurdu acaba? Tüm likit mat rujlar, kontürler, highlightler vs 😄

Peki ya ilk ojenin Çinliler tarafından kullanıldığını söylesem? Arı balmumu, jelatin, yumurta beyazı ve başka maddeler karıştırarak buldukları ojeyi kullanırken renkler ile ilgili de ilginç bir bilgi paylaşmam gerekiyor. Gümüş ve altın rengi ojeleri sadece imparatorluk hanedanından olanlar kullanabiliyormuş. Bu kişiler dışında kullananlar anında idam ediliyormuş 😕

Aynı şekilde yine pudra da ilk olarak M.Ö 4000-3500 yılları civarında mısırda kullanılmış. Daha sonra Çinli ve Japon kadınlar bembeyaz ciltlerle gezmek için pirinç pudrası kullanmaya başlamışlar. Günümüz İngilizcesinde bayanlar makyajını tazeleyeceği zaman -müsaadenizle "powder room" a gideceğim - derler ya hani, bu deyim de taaa 1600'lü yılların İngiltere'sinden gelmekte. 17. yy'da pudra kullanımı İngilterede öyle bir yaygınlaşmış ki hem erkekler hem de kadınlar powder room adı verilen odalarda toplanıp peruklarına ve yüzlerine pudra uygularlarmış. Görüntüyü düşünsenize, diz hizasında çoraplı, abartı derecede palyaço yakalı kıyafetleriyle erkekler fısfıs pudralarla beyaza bürünüyorlar 😁 Onlar beyazladıkça bronzerım ve fırçamla o powder roomlarında kendilerine kontür uygulayasım geldi su bilgiyi size aktarırken 😅 Günümüzde kim sokakta kireç gibi beyaza bürünmüş gezmek ister ki? Bu arada aynalı kutuda bastırılmış pudralar şükürler olsun ki 1910'da üretilmiş. Yoksa günümüz kadınları çantada ne taşıyacaktık?

O gür, kalkık, kıvrımlı kirpiklerimizin baş mimarı maskara ile ilgili enteresan bir bilgi paylaşmak istiyorum. İlk non-toxic( zehirsiz) maskaranın 19. yyda icat edildiği bilinmekte. Peki kim tarafından?

Şimdi adını söyleyince aaa diyeceğinize eminim, çünkü fotodaki amcanın adı Eugene Rimmel 😊 Bu nedenledir ki maskara için rimel kelimesini de kullanmaktayız. Hatta bunu bizim gibi birçok millet kullanıyor, ilk aklıma gelenler İtalyanlar, Fransızlar ve İspanyollar oldu😉

Peki şu aşağıdaki fotoyu kimler hatırlıyor? Makyaj tarihçesinde geniş yer edinmiş oldukça kült bir resimdir aslında. Marilyn Monroe bir makyaj masasına oturmuş, rujunu ruj fırçasıyla uygulamakta. Yani kadındaki nasıl bir makyaj aşkıysa, her zaman işi ritüele döndürebilmeyi başarıyor ve de çok etkileyici görünümler yakalıyordu. Kendine en yakışan kırmızı ruju sürmek için fırçayla 5 renk karıştırdığını duymuş muydunuz? Peki şu meşhur altın sarısı ruj fırçasının açık arttırma ile 10bin dolara alıcı bulduğunu? 😏😲 Onun makyajı, tarzı, sözleri vs başlı başına bir makale konusu olduğundan başka bir yazımda paylaşmayı düşünüyorum.
Son olarak bu tarihçeye biz Türk kadınları nasıl bir katkıda bulunmuşuz ona da değinmem lazım. Vogue'da 1914 yılında yayınlanan şu alttaki fotoda görüldüğü üzere Türk kadınlarının göz çevrelerini belirginleştirmek ve gözlerini büyük göstermek için "henna" (kına) kullandıkları açıklanır açıklanmaz özellikle film endüstrisine bomba gibi düşmüşüz :) ve kullanılan vamp terimi de buradan gelmekteymiş ( ama vampire(vampir) 'ın kısaltılması olarak 😂 Neyse yine de aferin bizlere ki makyaj tarihçesinde yerimizi vamp da olsak alabilmişiz.

Aslında daha çok şeyden bahsetmek istiyorum, ancak bunları başka yazılara saklasam daha iyi olacak. Oldukça uzadı neticede ilk yazım. Sonuçta büyük bir tarihçeden bahsediyoruz, ancak en can alıcı noktaları paylaşmaya çalıştım. Son olarak ünlü Romalı filozof Platus'un bir sözüyle bitirelim yazımızı, amca taaa m.ö demiş ki  "A woman without paint is like food without salt" ( makyajsız bir kadın tuzsuz bir yemeğe benzer). Hadi bu da kulağımıza küpe olsun madem, bir sonraki makyajınızı yaparken yemeğe tuzunu kararında koymayı unutmayın, ne çok az ne de çok fazla! Hepinizi öpüyorum, bir sonraki postta görüşmek üzere... 💗😘

                                                                                                              
Makyajın Tarihçesi Makyajın Tarihçesi Reviewed by Seda Arısoy on Ekim 30, 2017 Rating: 5

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.